Aşırı Yararlanma (Gabin)

Aşırı Yararlanma (Gabin) Nedir?

Aşırı yararlanma (gabin); iki taraflı bir sözleşmede taraflardan birinin, diğerinin zayıf/özel durumundan yararlanarak mevcut edimler arasında açık oransızlık yaratmasına denir. Aşırı yararlanma (gabin), Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 28’de düzenlenmiştir.

Aşırı Yararlanma (Gabin), TBK m.27 “Sözleşme özgürlüğünün sınırları” başlığından sonra, TBK m.30 “İrade sakatlıkları” başlığından önce düzenlenmiştir. Aşırı yararlanma özellikleri itibariyle, ahlaka aykırılık (daha doğru bir söylemle ahlaken tasvip edilmeyen bir durum) teşkil etmesi sebebiyle sözleşme özgürlüğüne getirilen bir sınırlama kabul edilebileceği gibi aşırı yararlanmadan zarar gören tarafın, sözleşmeyi yaptığı sırada özel durumundan yararlanılarak saik hatasına düşürülmesi sebebiyle irade sakatlığı hali de kabul edilebilir.  Nitekim doktrinde bu görüşleri savunan yazarlar da bulunmaktadır. Ancak tbk 28 de başlı başına düzenlenmesi sebebiyle gabini ayrıca değerlendirmek gerekir.

Aşırı yararlanma (gabin) nedir? sorusuna yanıt olabilecek Yargıtay kararı:

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 02.11.2021 T., 2020/2126 E., 2021/6326 K.

“Sözleşmenin gabin (aşırı yararlanma) nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış.”

Aşırı Yararlanma Şartları

Objektif Şart

Aşırı yararlanma şartları arasında ilk şartımız edimler arasında açık bir oransızlık olmasıdır.

  • Edimler arasındaki açık oransızlık, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olmalıdır. Sözleşme yapıldıktan sonra edimler arasında açık bir oransızlık meydana gelmişse bu durumda gabin söz konusu olmaz.
  • Edimler arasındaki oransızlık ‘açık’ yani herkesçe fark edilebilir, bariz bir oransızlık olmalıdır.
  • Kanun koyucu TBK m.28’de sadece ‘açık oransızlık’ kavramını kullanmış ancak bu oransızlığa ilişkin sayısal bir veri belirtmemiştir. Bu doğrultuda hâkim, oransızlığın tespiti konusunda takdir yetkisine sahiptir. Yargıtay ise kararlarında edimler arasındaki %25 ve üzeri farkı açık oransızlık kabul ederken, edimler arasındaki %25’ten az farkı açık oransızlık olarak kabul etmemiştir.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 27.12.1976 T., 1976/10791 E., 1976/12751 K.

“…Önce uyuşmazlık konusu olayın ve tarafların özellikleri başka türlü bir değerlendirmeyi zorunlu kılmadığı takdirde hangi orandaki bir ivaz farkının açık nispetsizlik sayılacağını veya sayılmayacağını belirleyen bir tavan ve tabandan yararlanmak uygun olur. Dairenin sürekli uygulamasına göre ivazlar arasındaki 50/100 oranındaki bir fark açık nispetsizliktir, bu kesindir. 10.000 lira değer taşıyan bir mal veya hizmetin 5000 lira karşılığında değiş-tokuş edilmesi normal bir kişinin kabul edebileceği makul bir alış veriş tarzı değildir. Dairenin uygulamalarında ivazlar arasında yüzde yirmi beş oranındaki bir farkın açık nispetsizlik sayılmadığı dahi kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, olağan koşullar altında açık nispetsizlikten söz edilebilmesi için ivazlar arasında en az yüzde yirmi beşten fazla bir fark olması zorunluluğu vardır.”

Sübjektif Şart

İkinci şartımız edimler arasındaki açık oransızlığın zarar görenin zayıf durumundan yararlanılarak yaratılmasıdır.

  • Zarar görenin zayıf durumundan sözleşmenin kurulduğu anda yararlanılmalıdır.
  • Zayıflık kişisel bir zayıflık olabileceği gibi ekonomik (parasal) bir zayıflık da olabilir.
  • Gabinden zarar gören taraf, esasen bu zayıf durumu yüzünden sözleşmeyi yapmak zorunda kalmaktadır.
  • Sözleşmenin her iki tarafı da zayıf durum içerisinde ise gabinden bahsedilemez.
  • TBK m.28 uyarınca zayıf durumlar: zarar görenin zor durumda kalması, düşüncesizliği ve deneyimsizliğidir (tecrübesizliği). Bu durumlardan birinin varlığı gabin için yeterlidir.

1. Zarar Görenin Zor Durumda Kalması

Zor durumda kalma bir diğer ifade ile ‘darda kalma’ maddi (ekonomik güçlük, borçlu olma vb.) veya manevi (yalnızlık, hastalık, yaşlılık vb.) bir halden kaynaklanabilir. Ancak dikkat edilmelidir ki bu hallerin sadece varlığı tek başına gabine işaret etmez. Her somut olay bakımından ayrıca değerlendirme yapılmalıdır.

Örnek olay; A, borçludur ve alacaklıları icra takibine başladığı için 500.000 TL değerindeki aracını satıp borçlarını ödeyecektir. B, A’nın bu durumundan faydalanarak 500.000 TL değerindeki aracı 250.000 TL’ye alırsa A’nın ekonomik açıdan zor durumda kalmasından faydalanmış olur ancak A sadece az bir miktar borcu olan bir kişi olarak arabasını satmak istiyor olsa idi doğrudan zor durumda kalma hali vardır diyemezdik.

Zarar görenin zor durumda kalmasında kendi kusurunun olup olmaması önem arz etmez.

2. Zarar Görenin Düşüncesizliği

Düşüncesizlik hali, kişinin somut olay bakımından yaptığı işlemlerin anlam ve sonuçlarını kavrayamayacak durumda olmasıdır. Kişi acele hareket etmiş olabilir veya iradesi çok zayıf olabilir bu gibi durumlarda düşüncesizlik halinden bahsedebiliriz. Burada bahsedilen düşüncesizlik hali, kişinin karakteristik olarak düşüncesiz olması değil somut olaydaki sözleşme için gerekli özeni göstermemesidir.

3. Zarar Görenin Deneyimsizliği

Deneyimsizlik, kişinin yaptığı sözleşmenin konusu hakkında yeterince bilgi sahibi olmaması anlamına gelir. Bir kişinin birçok alanda deneyim sahibi olması yani genel olarak deneyimli olması ancak yapılan sözleşme ile ilgili olarak deneyimsiz olması mümkündür. Günümüzde özellikle hızla gelişen teknoloji karşısında insanlar teknolojideki bu gelişmeleri takip edememekte ve bazı konularda tecrübesiz, bilgisiz kalmaktadır.

Sömürme Kastı

Sözleşmenin karşı tarafının, zarar gören tarafın zayıf durumunu bilerek ve bu durumdan yararlanmak isteyerek edimler arasında açık bir oransızlık yaratmış olması gerekir. Yani gabinin oluşumunda mutlaka kişinin kastının (bilme+ isteme) olması gerekir, ihmal düzeyindeki yararlanmalar gabine sebebiyet vermez. 

Ayrıca belirtmek gerekir ki duruma göre bir kişinin deneyimsizliğinden, bilgisizliğinden yararlanmak veya kişiyi zor bir duruma sokup bu durumdan yararlanmak ‘aldatma’ teşkil edebilir. Aldatmanın kendine özgü şartlarının var olması gerekir elbette.

Aşırı Yararlanma (Gabin) Hükümleri

Gabin Nedeniyle Kişiye Tanınan Haklar (Gabine Uğramış Kişi Ne Yapabilir?)

Aşırı Yararlanma (Gabin) Halinde Sözleşmenin İptali

Zarar gören taraf, aşırı yararlanma (gabin) halinde sözleşmenin iptali ve ifa ettiği edimin geri verilmesini isteme hakkına sahiptir. Edimin geri verilmesi duruma göre sebepsiz zenginleşme veya istihkak (ayni dava) davası ile istenebilir. TBK m.28’e göre “…zarar gören, durumun özelliğine göre sözleşme ile bağlı olmadığını (iptali) karşı tarafa bildirerek edimin geri verilmesini isteyebilir.”  Bazı durumlarda gabine maruz kalan kişinin bu hakkı kullanması olanaksızdır. Örneğin; bir doktorun hastasının zor durumundan faydalanarak tedavi etme edimi ile tedavi karşılığı ödenecek ücret arasında açık bir oransızlık yaratması durumunda hasta, sözleşmeyi iptal edip edimin geri verilmesini isteyemez çünkü tedavi etme ediminin geri verilmesi imkansızdır. 

Aşırı Yararlanma Kesin Hükümsüz Müdür?

İptal, bozucu yenilik doğuran bir haktır. Şartların varlığı halinde tek taraflı bir beyan ile kullanılır, karşı tarafın rızasına ihtiyaç yoktur. İptal hakkının kullanılabileceği durumlarda, sözleşme kesin hükümsüz değildir. Ancak iptal hakkı kullanıldığında sözleşme kesin hükümsüz hale gelir. Yani aşırı yararlanma kesin hükümsüzlük yaratmaz, kişi ancak seçimlik bir hak olan iptal hakkını kullandığında sözleşme kesin hükümsüz hale gelir. Aşırı yararlanma davası açıldığında hâkim, iptal sebebini re’ sen dikkate alamaz çünkü bu hakkın kullanılması bir defidir ancak ileri sürülürse hâkim dikkate alabilir.

Aşırı Yararlanma (Gabin) Halinde Oransızlığın Giderilmesi

Zarar gören taraf, aşırı yararlanma (gabin) halinde oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Kanun koyucu TBK m.28’ de ikinci seçimlik hak olarak duruma göre zarar gören tarafa sözleşme ile bağlı kalarak edimler arasındaki açık oransızlığın giderilmesini isteme hakkı tanımıştır. Bu hakkın kullanıldığı durumlarda zarar görenin edimi, karşı tarafın edimi oranında indirilerek edimler arasında denge sağlanır. Oransızlığın giderilmesini isteme hakkı değiştirici yenilik doğuran bir haktır çünkü sözleşmedeki edim miktar itibariyle değişmiş olmaktadır.

Gabine uğramış kişi ne yapabilir sorusuna yanıt olabilecek Yargıtay kararı:

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 02.11.2021 T., 2020/2126 E., 2021/6326 K.

“O halde, aşırı yararlanmadan (gabinden) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene), sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkı verir.“

Gabinde Hak Düşürücü Süreler

Aşırı yararlanma (gabin) halinde oransızlığın giderilmesi veya aşırı yararlanma (gabin) halinde sözleşmenin iptali kaç yıl içerisinde istenebilir?

Aşırı yararlanma (gabin) süresi TBK m.28/2’de düzenlenmiştir. Buna göre; gabine maruz kalan kişi seçimlik haklardan birisini bir ve beş yıllık süreler içerisinde kullanmalıdır. Bir yıllık kısa süre sübjektif bir süredir ve süre; düşüncesizlik, deneyimsizlik nedeniyle kişi gabine maruz kalmışsa bunu öğrendiği andan itibaren başlar. Zor durumda kalmada ise bu durumun ortadan kalktığı tarihten itibaren başlar. Beş yıllık uzun süre ise objektif bir süredir ve her halükârda sözleşmenin yapıldığı andan itibaren başlar.

Aşırı yararlanma zamanaşımı süresine mi tabi yoksa hak düşürücü süreye mi?

Aşırı yararlanma (gabin) ile ilgili olarak kanunda yer alan süreler hak düşürücü sürelerdir. Aşırı yararlanma zamanaşımı söz konusu değildir. Bu sürelerin yenilik doğuran bir hakka ilişkin olması (iptal hakkı), sürelerin geçmesi ile birlikte mevcut hakların ortadan kalkması ve sürelerin kesilmesi, durması gibi bir durumların söz konusu olamaması, bu sürelerin hak düşürücü süre olduğunu bize gösteren unsurlardır.

Hak düşürücü süreler ‘itiraz’ niteliğindedir dolayısıyla hâkim mevcut olayda hak düşürücü sürelerin geçip geçmediğini re’ sen dikkate alabilir.

Aşırı yararlanma davası açma hakkı zamanaşımına tabi olmamakla birlikte gabine maruz kalan kişi, sözleşmeyi iptal ederek ifa ettiği edimin geri verilmesini talep etmişse bu durumda karşı taraf iade borcu altına girer. Bu borcu yerine getirmeyen kişiden alacağın talep edilmesi zamanaşımına tabidir. Çünkü bir alacak hakkı söz konusudur.

Gabin Nedeniyle Tazminat Talebi

Aşırı yararlanma TBK m.28’de düzenlenirken kanun koyucu tazminat talebine ilişkin bir hüküm koymamıştır. Ancak doktrinde yazarlar gabinden zarar gören kişinin tazminat talep edebileceğini kabul etmektedirler. Tazminat istenebileceğine dayanak olarak culpa in contrahendo sorumluluğu/sözleşme görüşmelerindeki kusurlu davranıştan doğan sorumluluk gösterilmektedir.

Kanaatimce, gabin nedeniyle tazminat talebinin dayanağı dürüstlük kuralı da olabilir. TBK m.26 uyarınca kişiler sözleşme içeriğini kanunun öngördüğü sınırlar çerçevesinde dilediği gibi belirleme hakkına sahiptir. Buradaki hakkın kullanımı da her hakta olduğu gibi TMK m.2’deki dürüstlük kuralına tabidir. Sonuç olarak bir kişinin zayıf durumundan yararlanarak edimi özgürce belirleme hakkının kullanılması dürüstlük kuralına aykırıdır. Bu aykırılığa dayanılarak da bir zarar meydana gelmesi durumunda tazminat talep edilebilmeli.  

Aşırı Yararlanma Tacir

Türk Ticaret Kanunu (TTK) m.18/2’ye göre “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” Basiretli iş adamı; öngörülü, yapacağı işlerle ilgili her türlü tedbiri alıp bilgi sahibi olan, sözleşme yaparken borcun yerine getirilmesine engel olabilecek bir durumun varlığını önceden sezmesi gereken, mevcut piyasayı iyi analiz edebilen kişidir.

TTK m.18/2 gereğince aşırı yararlanma tacir olanlar için düşüncesizlik veya tecrübesizlik nedeniyle söz konusu olamaz. Aşırı yararlanma tacir olan bir kişi açısından ancak zor durumda kalması halinde (ekonomik sıkıntılar vs.) söz konusu olabilir. Zor durumda kalan tacir, 1 ve 5 yıllık hak düşürücü süreler içerisinde gabin davası açarak seçimlik haklarından birini kullanabilir.

Aşırı Yararlanma (Gabin) Örnekleri

Örnek 1: M, 02.10.202’de oğlu Y için bilgisayar satın almak üzere bir teknoloji mağazasına gider ve satıcı H’den teknolojik aletlerle arasının iyi olmadığını bu sebeple ona piyasadaki birçok oyunu kaldırabilecek kapasitede bir bilgisayar önermesini ister. H, M’nin bilgi eksikliğini fark ederek onu kapasitesi düşük olan 2000 TL değerindeki bir bilgisayarı, 4000 TL’ye (%100 fazlası) almaya ikna eder. M, Y’nin doğum gününde (12.11.2021) bilgisayarı Y’ye verir ancak Y annesine bilgisayarı değiştirmek istediğini çünkü kendi oynadığı oyunları kaldırabilecek kapasitede olmadığını söyler. M duyduklarına inanamayarak H ile olan konuşmaları oğluna anlatır. Oğlunun bu bilgisayarın ancak 2000 TL edeceğini söylemesi üzerine M, H’nin kendisinin bilgisizliğinden faydalandığını fark eder.

Olayda H, M’nin tecrübesizliğinden yararlanarak mevcut edimler arasında bilerek ve isteyerek açık oransızlık yaratmıştır. Bu koşulların varlığı dolayısıyla olayda gabin (aşırı yararlanma) söz konusudur. M, 12.11.2022 tarihine kadar satış sözleşmesi ile bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın (2000 TL) giderilmesini veya sözleşmeyi iptal ederek ifa ettiği edimin geri verilmesini talep edebilir.

Örnek 2: Maddi durumu iyi olmayan K, kanser hastası kızı L’nin acilen ameliyat olması gerektiğini öğrenince köyündeki arsasını değeri 500.000 TL olmasına rağmen daha hızlı satılır umuduyla 150.000 TL’ye satışa çıkarır. Satış ilanını gören genç M, elindeki az miktar parasıyla arsa alabileceğini görünce inanamaz ve arsayı satın almak için K’ye başvurur. İkili arasında satış sözleşmesi yapılır. Satış sözleşmesi yapıldıktan üç gün sonra arsayı satın almak isteyen bir başkası, K’ye 250.000 TL’lik bir teklif sunar. Bunu duyan K, M’nin kendisinin zor durumda kalmasından faydalanarak ondan aşırı yararlandığını ileri sürer ve sözleşmenin iptalini talep eder.

K’nin iddiası isabetsizdir çünkü olayda gabinin edimler arasındaki açık oransızlık şartı mevcut olsa da sömürme kastı olayda mevcut değildir. M’nin zor durumda olan K’den yararlanmak gibi bir kastı yoktur hatta M’nin de düşüncesizlik/irade zayıflığı halinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden iki tarafın da zayıf durumda olduğu hallerde gabinden söz edilemez.

Aşırı Yararlanma (Gabin) Yargıtay Kararları

Aşırı yararlanma (gabin) Yargıtay kararları incelendiğinde; aşırı yararlanma şartları, aşırı yararlanma özellikleri ve aşırı yararlanma (gabin) hükümleri ile ilgili verdiğimiz bilgileri doğrular nitelikte ifadelere ulaşılacaktır.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 2021/9493 E., 2021/7624 K.

Davacı, 81 yaşında olup, yalnız yaşadığını, … parsel sayılı taşınmazı 25.000,00 TL bedelle davalı yeğenine sattığını, taşınmazın gerçek bedelinin 75.000,00 TL olduğunu, edimler arası açık oransızlık bulunduğunu, davalı yeğeninin yaşı ve tecrübesizliğinden faydalandığını, gabin şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının 25.000,00 TL bedelle taşınmazı satmayı teklif ettiğini, kendisinin de bu teklifi kabul ederek taşınmazı satın aldığını, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davacının yaşı, içinde bulunduğu psikolojik durumu, taşınmazın gerçek değeri ile davalı tarafından ödendiği belirtilen değer arasındaki aşırı oransızlık bir bütün olarak değerlendirildiğinde gabin şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin kararın…ONANMASINA …”

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 2021/1686 E., 2021/5977 K.

“…Mahkemece, yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ve ek raporlarında dava konusu taşınmazın değerinin satış tarihinde 362.938,00 TL olarak tespit edildiği, davalı belediyeye ise 350.000,00 TL bedel ile satıldığı, edimler arasında aşırı oransızlık bulunmadığı, gabin şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş…usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA…”

Kaynakça
-6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu
-6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu
-EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 26. Baskı, Ankara, 2021
-YILDIRIM Abdülkerim, Türk Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 12. Baskı, Ankara, 2021
-Yargıtay Kararları

26 thoughts on “Aşırı Yararlanma (Gabin)”

  1. Merve Bölükbaşı

    Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim, iyi okumalar diliyorum.

  2. Halkın anlayabilecegi nitelikte aydınlatıcı bir yazı olmuş.Emeģi geçenlerin ellerine saglık

  3. Merve Bölükbaşı

    Aradığınız bilgiyi bulmanıza sevindim, iyi okumalar dilerim.

  4. Merve Bölükbaşı

    Çok teşekkür ederim, anlatımımı beğenmenize çok sevindim. İyi okumalar.

  5. Merve Bölükbaşı

    Beğenmenize çok sevindim, teşekkür ederim. İyi okumalar.

  6. Kaliteli ve doyurucu bir yazı olmuş. Konuyla alakası olan herkesin faydalanabileceği öğretici bir çalışma…
    Teşekkürler.

  7. Çok bilgilendirici bir yazı olmuş emeği geçen herkese teşekkürler.

  8. yazıyı çok beğendim ilgililerin dikkatini çekeceğini düşünüyorum

  9. Bilgilendirici, sıkmadan ve örneklerle pekiştirilmiş bir anlatım. Yazan arkadaşımızın ellerine sağlık (M❤️)

  10. Hasan Ersöz

    Bu açık ve öğretici yazı için teşekkürler aradığım bilgiyi bu yazıda buldum.

  11. Çok açıklayıcı ve öğretixi bir yazı olmuş. Bu güzel yazı için teşekkürler.

Yorum bırakın

Yorumunuza yalnızca isminizi eklemeniz yeterlidir.

Yorum yaptığınızda, isminiz bir dahaki sefere hatırlatılmak üzere tarayıcınıza kaydedilebilir. Detaylı bilgi için Kullanım Koşulları ile Gizlilik ve Çerez Politikamızı okuyabilirsiniz. 

İÇİNDEKİLER
Scroll to Top