Genel Olarak
Miras paylaşımı birden çok mirasçının varlığı halinde gündeme gelecektir. Ölüme bağlı tasarruflar mirasbırakanın ölümünden sonra hüküm doğurmak üzere yapılırlar. Yani hukuk mirasbırakanın ölümünden sonra geçerli olmasını istediği tasarrufları ile mirasbırakanın ölümünden sonra ilgilenir. Mirası bırakanın ölümüne kadar yapmış olduğu işlemlerde tasarruf özgürlüğü olduğu için hukuk bunlara mirasbırakanın sağlığında müdahale edemez. Bu sebeple mirasçıların miras paylaşımına ilişkin hakları ve alacakları; bunlara bağlı olarak açabilecekleri davalar ancak mirası bırakanın ölümünün ardından gündeme gelir.
Belirttiğimiz üzere mirasbırakan sağlığında dilediği gibi tasarruflarda bulunabilir. Hatta mirasbırakan hiç malvarlığı dahi bırakmadan ölebilir. Peki bu durumda mirasçıları ne yapabilir? Miras paylaşımının yapılamamasından veya hakkaniyete aykırı olarak yapılmasından kaynaklı başvurabilecekleri bir yol var mıdır? Mirasbırakanın eşi; altsoyu; anne ve babası mirasbırakanın malvarlığında yapmış olduğu tasarrufların kendi paylarını ihlal ettiği gerekçesiyle tenkis davası açma imkanına sahiptirler. Mirasbırakanın eşi; altsoyu; anne ve babası kanunen korunan saklı pay oranlarına müdahale niteliği taşıyan tasarrufları hükümsüz kılmak maksadıyla tenkis davası açmak için mahkemeye başvurabilirler. Tenkis davası ise mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu tasarruf özgürlüğünün sınırını oluşturur.
Sağ İken Miras Paylaşımı
Mirasa ilişkin açılabilecek tüm davalar mirasbırakanın ölümünün ardından açılabilmektedir. Kanun mirasbırakanın sağlığındaki tasarruf özgürlüğünü korumayı amaçlar. Aslolan mirasbırakanın iradesidir. Bu sebeple mirasçılar mirasbırakanın ölümünün ardından alma ihtimali olduğu payları korumak amacıyla miras davası açma imkânı bulunmamaktadır.
Ancak mirasbırakanın sağlığında miras paylaşımı yapılması hukuken mümkün değilse de uygulamada sıklıkla görüldüğü üzere; aileler mirasçıların arasında olası problemlerin çıkmasından duydukları endişe ile sağlığında malların devrini gerçekleştirmektedir. Ancak buna rağmen mirasçılar mirasbırakanın sağlığında yapılan miras paylaşımına, mirasın açılmasından sonra itiraz edebilmektedir. Bu sebeple sağ iken olası itiraz ve çatışmaları önlemek amacıyla miras paylaşımını yapan mirasbırakana, miras paylaşımına ilişkin bir de vasiyetname düzenlemesi önerilir.
Miras Payı Hesaplama ve Yasal Miras Payı
Miras payının hesaplanmasında öncelikle mirasçıların mirasbırakana yakınlığını önem taşır. Şayet mirasbırakanın çocuklarından biri hayattaysa bu durumda mirasbırakanın annesi, babası, kardeşleri ve diğer akrabaları mirasın paylaşımına katılma hakkına sahip değildir. Kanun mirasın paylaştırılmasında en çok sağ kalan eşi korumuştur zira eş tüm mirasçılar ile mirasçı olabilirken kanun eşin mirasçı olma durumunda mirasın ne şekilde ve hangi oranda paylaştırılacağını da ayrıntılı bir şekilde düzenlemiştir. Bununla birlikte eşin mirasçılığının varlığı halinde de kuzenlerin yani hala/ amca /dayı / teyze çocuklarının mirasçı olmalarını da engellemiştir.
Mirasçıların miras payları konusunda sağ kalan eşin olmaması durumunda; çocukları mirası aralarında eşit olarak paylaşırlar. Şayet çocuk yoksa miras paylaşımı anne baba arasında gerçekleşir. Anne babadan birinin vefat etmesi durumunda ise vefat eden anne/babanın payını kardeşler eşit olarak paylaşırlar.
Baba Öldü Anne Sağ İken Miras Paylaşımı
Anne veya babadan biri vefat ettiğinde miras paylaşımı kanunda özel olarak düzenlenen sağ kalan eşin mirasçılığı hükümlerine göre yapılması gerekmektedir. Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre mirasçı olur. Sağ kalan eş; mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri, mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı, mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.
Görüldüğü üzere sağ kalan eşin miras paylaşımı hususuna açıklık getirmek için kanun özel olarak bir düzenleme getirmiştir. Eşin mirasçı olduğu diğer mirasçıların miras bırakan ile arasındaki zümre sınıf ilişkisine göre almış olduğu miras payı değişmektedir. Bu sebeple sağ kalan eşin miras payı hususu oldukça önemlidir.
Mirasbırakanın Önceki Eşinin Mirasçılığı ve İkinci Eşin Miras Payı
Boşanan eşlerin birbirlerinin mirasçısı olamayacakları sonucunun doğması için, “boşanma hükmünün kesinleşmiş olması” gereklidir. Türk Medenî Kanunu’nun 181. maddesinin ikinci fıkrasında, boşanma davası esnasında ölen eşin mirasçılarından birinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunu ispatlanması halinde, bu maddenin birinci fıkrasındaki hükmün uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu maddenin birinci fıkrasına göre, boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça kaybederler.
Boşanma davası esnasında ölen eşin mirasçılarından biri tarafından davaya devam edilmezse, sadece sağ kalan eşin kusurlu olması, onun miras veya vasiyet alacağı hakkını etkilemez. Devam eden boşanma davasına bakılmaksızın eş mirasçı olur. Ancak kanun bu noktada mirasbırakanın mirasçılarına boşanma davasına devam etme imkanı tanımıştır. Mirasçılar sağ kalan eşin mirastan pay almasını engellemek amacıyla boşanma davasını devam ettirirler ve neticesinde mirasçılar sağ kalan eşin kusurlu olduğunu ispatlayabilirlerse, eş miras hakkını kaybeder.
Baba Bir Anne Farklı Kardeşlerin Miras Paylaşımı
Baba bir anne farklı veya anne bir baba farklı kardeşlerin miras paylarının aynı olmamaktadır. Kardeşler yalnız kendi anne ve babalarının miraslarının miras paylaşımına katılabilirler.
Kardeşler Arası Miras Paylaşımı
Miras kardeşler arasında eşit olarak eşit olarak paylaşılır. Ancak mirasbırakan çocuklarından biri veya birkaçı lehine belirli bir mal bırakabilir. Burada önemli olan şudur; mirasbırakanın yapmış olduğu tasarruf diğer kardeşlerin kanunen korunan saklı paylarına müdahale etmemesi halinde mirasbırakan tıpkı üçüncü kişiler lehine miras bırakabileceği gibi kendi çocukları lehine de kazandırmalar yapabilir. Bu durumda miras paylaşımı esnasında lehine daha fazla kazandırma yapılan kardeşin payı diğer kardeşlerin kanunen korunan paylarını ihlal etmediği sürece hukuken bir sakınca yoktur.
Kardeşlerden Biri Mal Paylaşımına İtiraz Ederse
Mirasçılardan her biri kendi miras payına itiraz edebilir. Miras paylaşımına itirazları doğrultusunda sulh hukuk mahkemesinde açılacak dava ile miras paylaşımına itirazlarda bulunabilir.
Mirasın Paylaştırılması Davası
Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesi istemiyle sulh mahkemesinde mirasın paylaştırılması davası açabilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır. Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir. Bununla birlikte miras paylaştırılması davasının açılabilmesi için mirasın yasal red süresinin dolması gerekir. Bu süre geçtikten sonra mirasçılar diledikleri zaman mirasın paylaştırılması davası açma imkanına sahiptir.
Gerek mirasçıların paylaşmasında gerekse hakimin mirası paylaştırmasında söz sahibi aslen mirasçılardır. Mirasçılar hukuken eşit konumdadır. Payların oranı mirasçılıklarının kaynağı önem taşımaz. Bu sebeple paylaşmaya herkes razı olmalıdır.
Yine mirasçılar dilerse terekenin bir kısmına ilişkin mirasın paylaşımını isteyebilir, kalan değerler için yine bütün mirasçıların ortaklığını devam ettirebilirler. Yine arzu ederlerse bazı tereke unsurlarını bazı mirasçılara paylaştırılmasını isteyerek, o mirasçıları ortaklıktan çıkararak kalanlarla ortaklığın devam ettirilmesini isteyebilirler.
Miras Paylaşım Sözleşmesi
Miras paylaşma sözleşmesi adi yazılı şekil şartına bağlıdır. Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler.
Miras paylaşım sözleşmesi ile mirasçılar paylaşmanın nasıl yapılacağına ilişkin bir nevi söz verecektir. Sözleşmede kararlaştırılan hükümler uyarınca da tereke paylaşımı yapılacaktır.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2017/11045 E., 2020/3809 K.
“Ayrıca taraflar arasında bir mirasın taksimi davası görülmekte ise, taraflar yargılama sonuçlanıp kesinleşinceye kadar her aşamada diledikleri hususlarda özgürce anlaşmak suretiyle sulh de olabileceklerdir. Miras taksim sözleşmesi uyarınca gayrimenkule ilişkin intikal işlemi gerçekleştirmesi gereken mirasçıların bu işlemi gerçekleştirmemesi halinde tapu iptali ve tescil davası yoluyla tapuya tescil sağlanması mümkündür.”
Evlatlığın Miras Hakkı
Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Yani kanun miras paylaşımında evlat edinilene ve altsoyunu, evlat edinenin diğer çocuklarından ve onların altsoyundan ayırmaksızın mirasçı olabilmelerine imkan sağlamıştır. Bununla birlikte evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam ederken evlât edinen ve hısımlarının evlâtlığa mirasçı olmaları mümkün değildir. Kanun burada evlat edinen ve evlatlık arasında tek yönlü bir düzenleme yapmıştır.
Miras paylaşımı ne zaman yapılır? Miras paylaşımı yasal süresi ne kadardır?
Miras paylaşımı daha önceden de belirttiğimiz üzere mirasbırakanın ölümünden sonra yapılır. Kanun mirasın paylaşılması için yasal bir süre öngörmemiştir. Mirasçılar dilerlerse 50-60 yıl veya daha fazla bir süre sonra bile mirasın paylaşımını gerçekleştirebilirler, kanunen hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Uygulamada ve Yargı içtihatlarında da bu yönde bir kesinlik bulunmaması sebebiyle mirasçılar istedikleri zaman miras paylaşımını yapabilirler. Ancak mirasçıların bu süre içerisinde mirasbırakanın borçlarından sorumlulukları tüm malvarlıkları ile devam eder. Bununla birlikte miraspaylaşımının yapılması ne kadar gecikirse aradan geçen sürede yaşanabilecek sorunların artma olasılığı göz önünde bulundurularak mirasçıların miras paylaşımını mümkün olan en kısa sürede yapması önerilir.
Miras Paylaşımı Yargıtay Kararları
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 2016/16532 E., 2020/1509 K.
“Somut olayda, davalılar, mirasbırakanın davacılara köy içinde bulunan iki ayrı ev, arsa ve samanlık verdiğini, davacıların bu taşınmazları satıp parasını aldıklarını belirterek paylaştırma savunmasında bulunmuşlar ancak mahkemece paylaştırma savunması üzerinde durulmamış, mirasbırakanın iradesini bu yönde oluşturup oluşturmadığı bakımından araştırma yapılmadan sonuca gidilmiş, ayrıca savunmada bildirilen taşınmazların tapu kayıtları da getirtilmemiştir. Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca davalıların savunması üzerinde durulması, mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır ve taşınmaz mal ve hakların araştırılması, tapu kayıtları, resmi akitler ve varsa öteki delil ve belgelerin ilgili mercilerden getirtilmesi, mirasbırakanın sağlığında mirasçıları arasında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde bir paylaştırma yapıp yapmadığının belirlenmesi, bu yönde tüm taraf delillerinin toplanması, mirasbırakanın paylaştırma mı yoksa mal kaçırma mı amacının olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.”
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 2019/5001 E., 2021/517 K.
“Davacılar, mirasbırakan …’in 12 no’lu bağımsız bölümü davalı … Vakfına bağış suretiyle devrettiğini, ancak temlik tarihinde mirasbırakanın hukuki ehliyetinin bulunmadığını, ayrıca saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesi istemişlerdir. Davalı vekili, davacıların mirasbırakanı…’in temlik tarihinde ehliyetli olduğunu, temlikin saklı payı zedeleme kastı ile yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın akit tarihinde ehliyetli olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tenkis isteği yönünden ise davacıların saklı paylarının zedelendiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece, “…Gerçekten de, mirasbırakan …’in bağışlama tarihinde hukuki ehliyeti haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporuyla saptandığı, ancak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 565/3. maddesi uyarınca ölümünden önceki bir yıl içinde yaptığı bağışlamanın mutlak tenkise tabi tasarruflardan bulunduğu gözetilerek tapu iptali-tescil isteğinin reddedilmesinde ve terditli istek olan tenkis yönünden değerlendirme yapılmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.”
Kaynakça
Miras hukuku şema kitap – Doç. Dr. Herdem Belen – Beta Basım Yayın Dağıtım A.ş – Mayıs 2018 İstanbul
BOŞANMA DAVASINDA SAĞ KALAN EŞİN BU SIFATLA MİRASÇILIĞINA SON VERMEK AMACIYLA MİRASÇILAR TARAFINDAN DAVAYA DEVAM EDİLMESİ Yrd. Doç. Dr. Hülya TAŞ KORKMAZ*Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 1413-1482 (Basım Yılı: 2015) Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ’e Armağan
(Zevkliler/Acabey/Gökyayla, s. 921;Akıntürk/Karaman, s. 292; Öztan, s. 463; Dural/Öz, s. 42; İnan/Ertaş/Albaş, s. 122- 123; Akkanat, s. 46; Özuğur, s. 942; Topuz, s. 99; Topuz, Anayasaya Aykırılık, s. 222; Doğan, s. 1031)
Faydalı bir içerik olmuş tebrikler
Çok teşekkür ederim
Çok teşekkür ederim
Teşekkür ederim
Çok teşekkür ederim Nisa hanım
Gayet faydalı bir yazı olmuş, emeğinize sağlık
çok faydalı bir yazı olmuş
Aslı başarılar diliyorum