usul kurallarının uygulanması

Usul Kurallarının Uygulanması

Usul kurallarının uygulanması, yer ve zaman bakımından olmak üzere 2 farklı başlık altında incelenmektedir. Yazımızda ayrıca usul kurallarının derhal uygulanması ilkesine de yer verilmektedir.

Yer Bakımından Uygulanma

Yer bakımından uygulanma alanı kapsamında, maddi hukuk kuralları ile usul hukuku kuralları arasında farklılık bulunmaktadır. Bir uyuşmazlık hakkında uygulanması gereken hukuk kuralı, uyuşmazlığın meydana geldiği yer hukuku (lex causae) uygulanması gerekirken, uyuşmazlığa ilişkin uygulanacak usul kuralları ise hâkimin hukuku olarak da tabir edilen, davanın açıldığı yer hukuku (lex fori) uygulanması gerekecektir.

Bu ilke, niteliği itibariyle içinde yabancılık unsuru barındırır. Örnek vermek gerekirse; Antalya ilinde yaşamakta olan Rus vatandaşı evli çift arasındaki uyuşmazlık neticesinde açılan boşanma davasında, kural olarak Rusya Medenî Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Bunun yanında, dava Türkiye’de açıldığından usul işlemlerine ilişkin uygulanacak hükümler ise 6100 s. HMK. Hükümleri olacaktır.

Uygulanacak hukuk kuralları açısından, yargılamada ortaya çıkan delillerin hangi yer hukukuna tâbi olacağı konusu önem arz eder. İspat kuralları açısından, hâkimin hukuku (lex fori) ilkesinin uygulanmadığı durumlar bulunmaktadır. Bu durum başka bir ilke olan Locus regit actum (şekil yapılan yere tâbidir) ile açıklanabilir. Bu ilke gereği, tarafların bağlı bulundukları hukuk kuralları ile yaptıkları delil sözleşmeleri geçerliliğini koruyacaktır. Başka bir anlatımla, mevcut bir hak hangi yer yasalarına göre kazanılmışsa, bu hakka ilişkin dayanılacak deliller konusunda da o yer yasaları uygulanması gerekecektir.

Zaman Bakımından Uygulanma

Bir hukuk sistemi sürekli değişim gösteren dinamik bir özelliğe sahiptir. Mevcut kanunlar varlığını daima koruyamayabilir. Kanun koyucunun mevcut koşullara göre kanun değişiklikleri yapması her zaman olasıdır. Yeni düzenlenmiş bir kanun hükmü Resmî Gazete de ilân edilmesi ile yürürlüğe girebilir. Bunun dışında bir kanun maddesi Resmî Gazete de yayınlansa dahi anacak ileri bir tarihte yürürlüğe gireceği düzenlemesine de yer verilebilir. Zaman bakımından uygulanma kuralı, bir kanunun yürürlüğe girmesi ile aynı anlamı karşılamayabilir.

Zaman bakımından uygulanma kuralı, ceza hukuku bakımından Anayasal düzenlemeye sahiptir. Anayasanın 38. Maddesi gereğince, ceza içeren kanun hükümleri, eğer aleyhe ise geçmişe yürümeyeceği kabul edilmektir.

Kural olarak maddi hukuk açısından, bir uyuşmazlığın veya vakıanın ortaya çıktığı andaki kanun hükümlerinin uygulanması gerekir. Bir uyuşmazlık meydana geldiği zaman, bu uyuşmazlıkla ilgili kanun hükmü değişikliğe uğradığı takdirde, yeni kanun hükmü değil, olayın meydana geldiği andaki (önceki) kanun hükmü uygulanması gerekecektir. Genel kural bu olmakla birlikte bu durumun istisnaları da bulunmaktadır. Bu istisnai hükümlere göre, yeni kanun, yürürlük tarihinden önceki uyuşmazlıklara uygulanabilir.

İstisnaî Hükümler

Türk Medenî Kanun açısından

4722 s. Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun;

2. maddesine göre; “eski hukukun Türk Medenî Kanununa göre kamu düzeni ve genel ahlâka aykırı olan kuralları, bu Kanun yürürlüğe girdikten sonra hiçbir suretle uygulanmaz.”

3. maddesine göre; “İçerikleri tarafların istek ve iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişkilere, bunlar Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, bu Kanun hükümleri uygulanır.”

4. maddesine göre; “Eski hukuk yürürlükte iken gerçekleşmiş olup da Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış olaylara, bu Kanun hükümleri uygulanır.”

Türk Borçlar Kanunu açısından

6101 s. Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun;

2. maddesine göre; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır.”

3. maddesine göre; “Türk Borçlar Kanunu hükümleri, yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak, daha önce gerçekleşmiş olsalar bile, içerikleri tarafların iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişkilere uygulanır.”

4. maddesine göre; “Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olup da, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış fiil ve işlemlere, Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.”

Türk Ticaret Kanunu açısından

6102 s. Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun;

3. maddesine göre; “Tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukukî ilişkilere, bunlar Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır.”

4. maddesine göre; “Eski hukuk yürürlükte iken gerçekleşmiş olup da Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihte henüz herhangi bir hak doğurmamış olaylara Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır.”

Sayılan bu istisnaî durumlar dışında, kural olarak bir olayın meydana geldiği zamanki kanun hükmü uygulanması gerekir.

Derhal Uygulanma İlkesi

Usul kurallarının uygulanması açısından ise, zaman bakımından derhal uygulanma ilkesi geçerlidir. Bu durumun kaynağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 448. Madde düzenlemesinde yer almaktadır. HMK. 448. Maddesine göre; Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.

Dolayısıyla derhal uygulanma kuralına göre, yeni düzenlenen kanun hükmünün lehe veya aleyhe olmasının bir önemi bulunmamaktadır. HMK. 448. Madde hükmünden anlaşıldığı üzere, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış, ancak derdest durumdaki davalar hakkında yeni HMK hükümleri uygulanacaktır. Eğer bir usul işlemi tamamlanmış ise, yeni kanunun derhal uygulanması kuralı bu işlem hakkında geçerli olamayacaktır. Örneğin; eski kanun zamanında yapılan keşif işlemi geçerliliğini korumaya devam edecektir. HMK’nın yürürlük tarihi ise, 01/10/2011’dir.

Yeni getirilen kanun hükmünün derhal uygulanması veya geçmişe yürümemesi konusunda uygulanacak yöntemler bulunması karşısında kanun koyucu, yeni getirilecek kanun hükmü ile eski kanun hükmü arasında bir nevi köprü görevi görebilecek geçiş hükümleri de getirebilmektedir. Kanun sistematiğinde geçici madde olarak da anılan bu hükümler uyarınca, eski kanunda bazı maddelerin uygulanmasına devam edilebilmektedir. Doktrinde bu düzenlemelerin “erteleme hükümleri” olarak da anılabileceği ifade edilmektedir.


Yorum bırakın

Yorumunuza yalnızca isminizi eklemeniz yeterlidir.

Yorum yaptığınızda, isminiz bir dahaki sefere hatırlatılmak üzere tarayıcınıza kaydedilebilir. Detaylı bilgi için Kullanım Koşulları ile Gizlilik ve Çerez Politikamızı okuyabilirsiniz. 

İÇİNDEKİLER
Scroll to Top