İflasta İstihkak Davası Nedir?
İflasta istihkak davası, iflasın açıldığı anda masanın elinde bulunan bir mal üzerinde üçüncü kişilerin mülkiyet iddiasında bulunması üzerine, malın müflise mi üçüncü kişiye mi ait olduğuna dair uyuşmazlığı çözümleyen dava türüdür. Söz konusu dava, İcra İflas Kanunu m.228’de düzenlenmiştir. İstihkak davasının konusu, mülkiyet hakkının konusunu oluşturan her şey olabilmekte ancak İcra İflas Kanunu’muzun 228.maddesi yalnızca malın masanın (ya da müflisin) elinde olması halini düzenlemiştir.
İstihkak, Arapça kökenli bir kelime olup hak kazanma, hakkı olma ve hak edilen şey anlamlarına gelmektedir. İstihkak davası mülkiyeti çekişmeli olan taşınır veya taşınmaz malın kime ait olduğunun tespiti için açılan bir davadır. Hukukumuzda bu davanın; haciz için istihkak, miras için istihkak, taşınır malın elden çıkması durumunda açılan istihkak gibi çeşitli halleri vardır. Bunlardan biri de iflasta masaya karşı açılan istihkak davasıdır. İstihkak davasının amacı, malın mülkiyetinin kime ait olduğunun tespiti olduğu için burada mülkiyet hakkının içerdiği koruyucu bir yetki vardır.
- İflas açıldığı anda ya da sonra müflis, elindeki malı üçüncü kişiye vermiş ise,
- Üçüncü kişi, malı iflasın açılmasından sonra zorla ele geçirmiş ise
- Müflis ile üçüncü kişi (müflisin karısı, çocukları ve iş ortağı) bir taşınır malı birlikte elde bulunduruyorlar ise mal yine müflisin elinde sayılır.
İflas açıldığı zamanda müflisin haczi mümkün olan bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur (İİK m.184/1). İflas açıldıktan sonra müflis, iflas masasına giren malları üzerinde tasarruf yetkisini kaybedecektir. Dolayısıyla yukarıda belirtilen müflisin elinde sayılan mallar da masanın tasarruf yetkisine tabidir. Nitekim mevzu bahis mallar da istihkak davasının konusu olabilir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 08.06.2021 T., 3931/4843
“İİK’nın 228. Maddesi uyarınca 3. Şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulan eşyaların kendilerine verilip verilmeyeceğine iflas idaresi karar verir. İflas idaresince talebin reddi halinde 3. şahsın süresinde dava açma hakkı mevcuttur. 3. şahsın iflas idaresine başvurmadan doğrudan dava açmasını engelleyen bir hüküm yasada yer almamıştır. Bu durumda Merci Hakimliğince açılmış bu davanın iflas idaresine tebliğ edilerek iflas idaresince kabulü halinde davanın açılmasına sebebiyet verilmediğinden, iflas idaresinin masrafla yükümlü tutulmadan davanın kabul edilmesi, karşı çıkılması durumunda ise toplanacak delillerin sonucuna göre talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken dava şartının oluşmadığından bahisle reddedilmesi doğru görülmemiştir.”
İflasta İstihkak İddiası
Müflise ait haczedilebilir nitelikte olan bütün mallar, masanın teşkili sırasında bir deftere kaydedilir. İflas dairesi, masa malvarlığına dahil mal, hak ve alacakları deftere geçirirken mülkiyeti üçüncü kişilere ait olduğu iddia olunan veya üçüncü kişilerin mülkiyet iddiasında bulunduğu malları da deftere kaydederler. Bununla birlikte söz konusu mallarla ayrıca istihkak iddiası da şerh olunur. Adi tasfiyenin ilanından itibaren bir ay içinde üçüncü kişilerin, istihkak iddialarını bildirmeleri gerekir. Buradaki bildirim iflasta istihkak davası bildirimi değil, iflasta istihkak iddiasının bildirimidir. Zira Kanun, iflasta istihkak iddialarına karşın iflas hukukuna özgü bir istihkak prosedürü öngörmüştür.
Bir aylık bildirim süresi geçtikten sonra da istihkak iddiaları dikkate alınır. Ancak masanın malı satmış olma ihtimali nedeniyle geç kalınmış olunabilir. Bu durumda üçüncü kişi malın aynında değil, malın satış bedeli üzerinden istihkak iddiasında bulunabilir.
İİK m.228/1 gereğince “Üçüncü şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulan eşyanın kendilerine verilip verilmeyeceğini iflas idaresi kararlaştırır.” İflas idaresi, istihkak iddiasını kabul ederse, bu kararı için ikinci alacaklılar toplantısının da onayını aldıktan sonra, mal masadan çıkartılıp üçüncü kişiye teslim edilecektir. İflas idaresi; istihkak iddiasını reddederse, üçüncü şahsa istihkak davası açması için yedi günlük bir mühlet tayin ve tebliğ eder. İflasta istihkak davası bildirimi gerçekleşmiş olur. (İİK m.228/2). Dolayısıyla Kanun’da iflasta istihkak davası hak düşürücü süre 7 gün olarak belirlenmiştir. İflasta istihkak davası bildirimi ile tayin edilen bu süre geçirilirse, üçüncü şahsın iflasta masaya karşı açılan istihkak davası hakkından vazgeçtiği kabul edilir. Ancak bu borçluya karşı bir vazgeçme değildir, iflasın kaldırılması halinde borçluya normal bir istihkak davası açabilir.
“İstihkak iddiası kabul edilmeyen üçüncü kişiye iflas idaresinin, dava açması için iflasta istihkak davası hak düşürücü süre olan yedi günlük süreyi vermemesi durumunda, dava açma süresinin işlemeye başlamayacağına ilişkin karar: 12. HD., 29.11.1982, 8789/8839”
Görevli Mahkeme
Üçüncü kişi istihkak iddiasında haklı olduğunu düşünüyorsa, süresi içinde iflasta masaya karşı açılan istihkak davası açar. Görevli mahkeme, İİK m.228/2 gereğince icra mahkemesidir. İflasta istihkak davası görevli mahkeme İİK hükümlerine göre belirlenmiştir ancak yer yönünden yetkili mahkeme hususunda açıkça bir düzenleme yapılmamıştır. Bununla birlikte İİK m.154/3’te iflas davaları için borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesi kesin yetkili mahkeme olarak belirlenmiştir. Bu kesin yetki kuralı dolayısıyla; dava nerede açılır sorusunun cevabı bulunmaktadır.
Soru: İflasta istihkak davası nereye açılır?
Cevap: İflasta masaya karşı açılan istihkak davası için yetkili mahkeme, borçlunun iflasına karar vermiş asliye ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesidir. Bu yetki kesin yetkidir. Davanın buraya açılması gerekir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 23.02.2017 T., 7730/566
“İİK’nın 228/2. maddesi “İflas idaresi, istihkak iddiasını reddederse, üçüncü şahsa icra mahkemesinde istihkak davası açması için yedi günlük bir mühlet tayin ve tebliğ eder. Bu mühleti geçiren üçüncü şahıs, masaya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır.” hükmünü içermektedir. Bu durumda mahkemece, davacının istihkak iddiasında bulunmuş olduğu gözetilip iflas idaresine karşı İcra Mahkemesi’nde dava açması gerektiği dikkate alınarak göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.”
İflasta İstihkak Davası Kime Karşı Açılır?
Bu davanın davacısı, istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişidir, davalısı ise iflas masası daha doğrusu onun kanuni temsilcisi iflastaki özel organlardan biri olan iflas idaresidir. Dolayısıyla iflasta istihkak davası kime karşı açılır sorusunun birinci cevabı iflas idaresidir.
Soru: İflasta istihkak davası borçlunun davaya dahil edilmesi mümkün müdür?
Cevap: Müflisin de bu davada ayrıca davalı olarak gösterilebilmesi mümkündür. İflasta istihkak davası borçlunun davaya dahil edilmesi üçüncü kişinin hukuki yararının bulunup bulunmamasına bağlıdır. Bu durumda iflasta istihkak davası kime karşı açılır sorusunun ikinci cevabı müflis olacaktır.
Nitekim; iflasta istihkak davası borçlunun davaya dahil edilmesi ile birlikte davalıları borçlu ve iflas idaresi, davacısı ise istihkak iddiasında bulunan 3.şahıstır. İİK m.228/4 uyarınca “İcra mahkemesi, icabında istihkak davacısından masanın muhtemel zararına karşı teminat isteyebilir.”
Soru: İflasta istihkak davasında ispat yükü kime aittir?
Cevap: İİK m.97/a gereğince “Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer.” İflasta istihkak prosedürü sadece malın müflis elinde olması halinde geçerli olduğu için karineye göre malın maliki müflis (masa) sayılmaktadır. Dolayısıyla iflasta istihkak davası ispat yükü, istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişiye aittir.
İflasta İstihkak Davasının Sonuçları
İİK m.228/3 gereğince iflasta istihkak davası basit yargılama usulü ile ve genel hükümlere göre görülür. Haciz sırasında açılan istihkak davalarında uygulanan usul hükümleri, niteliğe aykırı düşmedikçe iflasta istihkak davalarına da uygulanabilir. İcra mahkemesi iflasta masaya karşı açılan istihkak davasını reddedebilir. Bu karar sonucunda iflas idaresi davayı kazanır ve malın müflise dolayısıyla masaya ait olduğu tespit edilmiş olur. İflas idaresi bu malın satışını yaparak elde edilen bedel ile alacaklılara ödeme yapar.
İcra mahkemesi, istihkak davası sonucunda üçüncü kişinin iddiasını haklı bulursa iflas idaresi malı masadan çıkararak, bu malı üçüncü kişiye teslim etmek zorundadır. Ayrıca iflas idaresi (masa) yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Bununla birlikte üçüncü kişi lehine ayrıca tazminata hükmedilmez. İcra mahkemelerinin sınırlı inceleme yetkisi bulunması nedeniyle kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Ancak hem hacizde hem de iflastaki istihkak davasının sonucunda vermiş olduğu kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. İstihkak davası bir istisnadır.
Karşılaştırmalı İflasta ve Hacizde İstihkak Davası
Hacizdeki istihkak davalarından farklı olarak üçüncü kişi, iflasta sadece mülkiyet iddiasında bulunarak bu davayı açabilir. Eğer üçüncü kişilerin mülkiyet dışında başka bir ayni hak veya kuvvetlendirilmiş ayni hak iddiaları varsa bunlar dikkate alınmamaktadır. Zira diğer ayni haklar sıra cetveline itiraz davasına konu olabilirler.
İcradaki istihkak davaları hakkındaki usul hükümleri; özellikle ispat yükü ve mülkiyet karinesiyle ilgili hükümler (İİK m.97/a), iflasta açılan istihkak davası hakkında da uygulanır.
Soru: İflasta istihkak davası haczi durdurur mu? İflasta istihkak davası haciz süresini keser mi?
Cevap: Borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takipler ve teminat gösterilmesine ilişkin takipler, iflasın açılması ile durmaktadır (İİK m.193/1,2). Dolayısıyla davı değil, iflasın açılması haczi durdurmaktadır. İflasın açılması ile hacze ilişkin takipler durduğu için süreler de işlemez. İflas kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer (İİK m.193/2). Nitekim iflasta istihkak davası haczin düşmesi olayına da sebep olmamaktadır. Zira iflas kararının kesinleşmesi ile zaten haciz düşmüştür.
Hacizde istihkak davası ise kendiliğinden haczi durdurmaz ancak icra mahkemesi, gönderilen dosya üzerine haciz yoluyla yapılan takibin durmasına veya ertelenmesine karar verebilir. Bununla birlikte iflasta istihkak davası erteleme veya takibin durması hususlarına sebep olmaz. İcra mahkemesinin, iflasta istihkak davası erteleme daha doğrusu dava üzerine takibin ertelenmesine karar verebilme gibi bir yetkisi yoktur.
İflas açıldığı zamanda müflisin haczi mümkün bütün malları nerede bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder. Hacizdeki istihkak davası hakkındaki hükümlere göre haczedilen bir malın borçluya ait olduğu sabit olmuşsa, bu mal da iflas masasına girer ve üçüncü şahıs hacizde kaybetmiş olduğu istihkak iddiasını iflas masasına karşı tekrarlayamaz. Üçüncü kişi, hacizde istihkak davasını kazanmış ise, bu mal iflas masasına giremez. İflas idaresi ise malın müflise ait olduğunu ileri sürüyorsa, istihkak davasını başlatabilir. Eğer hacizde istihkak davası devam ediyorsa, iflasın açılması ile dava durmaz. İflas idaresi, haciz koyduran alacaklının yerine geçerek istihkak davasına devam eder ya da ikinci alacaklılar toplantısında verilen karara göre işlem yapar.
İflasta Mal 3. Kişinin Elinde ise İstihkak İddiası
İcra iflas kanunumuz 228. maddesinde, iflasta yalnızca malın masanın (müflisin) elinde olması halini düzenlemiştir. İflas açıldığında malın üçüncü kişinin elinde olması durumunda istihkak prosedürü uygulanamaz, iflasta masaya karşı açılan istihkak davası söz konusu olamaz.
İflasta mal 3. kişinin elinde ise istihkak davasında, mülkiyet karinesinden üçüncü kişi yararlanır. İflasta istihkak davası ispat yükü borçluya ait olur. Bundan dolayı üçüncü kişinin elinde bulunan bir mal üzerinde iflas masasının istihkak iddiası bulunursa, burada İcra ve İflas Kanunu’nun 228. maddesi uygulanamaz.
İflasta mal 3.kişinin elinde ise istihkak iddiası edilen mal yine de masa mallarının tutulduğu deftere yazılır ancak üçüncü kişinin elinden alınamaz. Zira mülkiyet karinesi üçüncü kişinin lehinedir (İİK m.97/a). Bu malın üçüncü kişinin elinden alınarak masada satışının yapılabilmesi için iflas idaresi, üçüncü kişi aleyhine genel mahkemelerde genel hükümlere göre istihkak davası açmalıdır. Açılacak olan bu dava, iflasta istihkak davası hak düşürücü süre olan 7 günlük süreye tabi değildir. İflas idaresi açmış olduğu bu davayı kazanırsa, üçüncü kişi malı masaya teslim etmek zorunda kalır. Böylece masa malın satışını yaparak elde edilen bedel ile alacaklılara ödeme yapabilir. Davayı üçüncü kişi kazanırsa malın üçüncü kişiye ait olduğu mahkeme kararı ile tespit edilmiş olur ve iflas idaresi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Sonuç olarak; iflasta mal 3.kişinin elinde ise istihkak davasını, iflas idaresi 3.kişi aleyhine genel mahkemelerde açabilir.
Yargıtay Kararları
İflasta istihkak davası emsal karar: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 20.05.2011 T., 6152/5046
“İİK m.228/2’de iflasta ileri sürülen istihkak davalarında yetkili icra mahkemeleri konusunda bir düzenleme yer almamaktadır. Bununla birlikte İİK m.154/3’te iflas davalarında borçlunun ticari işletmelerinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu düzenlenmiştir ve bu yetki kuralı kesindir. Bu durumda iflastaki istihkak davalarında da iflasa karar veren mahkemenin bulunduğu yer icra mahkemesinin yetkili olacağının kabulü gerekir. Buradaki yetki kuralı da kesin nitelikte olduğundan kamu düzenine ilişkindir ve mahkemelerce re ’sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda iflas kararını veren Mahkeme Kale Asliye Hukuk Mahkemesi’dir ve istihkak davasında kesin yetkili Mahkeme de Kale İcra Hukuk Mahkemesi’dir. Bu nedenlerle yetkisizlik kararı vermek yerine işin esasına girilerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
İflasta istihkak davası emsal karar: Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 15.01.2020 T., 16209/182
“İİK m.97/11 gereğince iflasta istihkak davası basit yargılama usulü ile ve genel hükümler dairesinde görülür. İcra hâkimi, tarafların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için, yöntemine uygun biçimde davet etmeden hüküm veremez. İflasta istihkak davası basit yargılama usulü ile görülecekse HMK m.317 ve devamına göre yargılama yapılıp hüküm verilmelidir. Somut olaya gelince, davacı üçüncü kişi, tevdi mahalli tayini suretiyle yatırılan ve iflas idaresince haczedilen çek bedeline ilişkin olarak istihkak iddiasında bulunmuştur. Bu durumda Mahkemece duruşma açılarak, taraflara duruşma gün ve saati tebliğ olunarak, iddia ve savunma çerçevesinde kanıtların toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde duruşma açmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”
Kaynakça
– İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı – Pekcanıtez, Atalay, Özekes – Onikilevha Yayınları 2021
– Tasarrufun İptali Ve İstihkak Davaları – Mahmut Coşkun – Seçkin Yayınları 2022
– Yargıtay İçtihatları
– İcra ve İflas Kanunu
Teşekkür ederimm.
İlginiz ve övgünüz için çok teşekkür ederim.
Fayda sağlayabildiysem ne mutlu bana, iyi çalışmalar.
Aslında bilmemiz gereken konuları ya da işimize yarayacak konuları bu şekilde akıcı ve açık bir dille yazmanız çok güzel. Teşekkürler bu güzel yazı için
Çok açıklayıcı ve anlaşılır bir yazı olmuş . Merak ettiğim bütün soruların cevabı var.
Birçok internet sitesi bu gibi açıklamaları baştan savma ve araştırmasız şekilde paylaşırken arkadaşımızın bu detaylı açıklaması hukuk öğrencilerine, hukuk araştırması yapan ve ilgisi olan insanlara katkı sağlayacak cinsten. Emeğine ve araştırmasına sağlık. Daha farklı konulardaki yazılarını da okumak için sabırsızlıkla bekliyor olacağız.
Elinize emeğinize sağlık çok faydalı bir yazı olmuş. Teşekkür ederiz
Rabia Hanıma yazıları için teşekkürler emek verip özet bilgiler sayesinde yaz okulunda çalışma kolaylığı sağladığı için teşekkürler.
Çok güzel çok bilgilendirici bir yazı olmuş elinize sağlık.
çalışmalarının devamını dört gözle bekliyorum , süpersin ??
Cok faydalı bir yazı olmuş, tesekkurler.