Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Nedir?
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi CMK da öngörülen koruma tedbirlerinden biridir. Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Yönetmeliği m.4/j uyarınca “Telekomünikasyon; işaret, sembol, ses ve görüntü ile elektrik sinyallerine dönüştürülebilen her türlü verinin; kablo, telsiz, optik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, elektro kimyasal, elektro mekanik ve diğer iletim sistemleri vasıtasıyla iletilmesi, gönderilmesi ve alınmasını, ifade eder.”
Bu tanımdan hareketle; telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi nedir sorusunun cevabı, kişiler arasında cereyan eden telefon konuşmalarının dinlenmesi veya sinyalleri, yazıları, resimleri, görüntü veya sesleri veya diğer nitelikteki bilgileri kablo, radyo veya diğer elektromanyetik sistemlerle veya tek yönlü sistemlerle alan ve ileten araçlara girilerek bilgi elde edilmesi ve bu bilgilerin değerlendirilmesi olarak ifade edilebilir. Uygulamada iletişimin denetlenmesine, teknik takip de denilmektedir.
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Tedbirlerinin Amacı
Koruma tedbirleri, bazı temel hak ve özgürlüklere geçici olarak müdahaleye yol açmakla birlikte ceza muhakemesinin gereği gibi yapılabilmesi veya hükmün infazının mümkün kılınması amacı söz konusuysa başvurulabilen işlemlerdir. Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbirleri ile de amaç, işlenmiş olan suçların soruşturma ve kovuşturmasında delil elde etmek, delillerin karartılmasını önlemek yani ceza muhakemesinin gereği gibi yapılabilmesidir. Bunlarla beraber telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesine istihbarat amacıyla, suçun önlenmesi amacıyla da başvurulabilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, işlenmiş olan suçların soruşturma ve kovuşturma aşamasında aydınlatılması amacını içermektedir. Önleme amaçlı iletişimin denetlenmesine ilişkin düzenlemeler, ilgili kanunlarda yer almaktadır. CMK’da öngörülen iletişimin denetlenmesi sıkı şartlara bağlıdır ancak önleme amaçlı iletişimin denetlenmesi aynı şartlara haiz değildir. Dolayısıyla önleme amaçlı yapılan iletişimin denetlenmesi sonucu elde edilen veriler, ceza muhakemesinde delil olarak değerlendirilemez.
Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi CMK m.135 ila 138’te yer almaktadır. CMK m.135’te iletişimin denetlenmesi şekilleri, iletişimin denetlenmesinin şartları ve kapsamı, iletişimin denetlenmesi kararı, iletişimin denetlenmesi tedbirinin uygulanacağı kişiler ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
İletişimin Denetlenmesi Şekilleri
CMK m.135/1 uyarınca “Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir.” CMK m.135/6’da ise iletişimin tespiti tedbiri düzenlenmiştir. Dolayısıyla Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi kapsamında uygulanabilecek tedbirler; iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerin değerlendirilmesidir. CMK m.135/5’te mobil telefonun yerinin tespitine ilişkin hükümler yer almaktadır. Ancak bu tedbir, ayrı bir iletişimin denetlenmesi türünden ziyade iletişimin tespiti tedbirinin özel bir uygulama biçimi olarak düşünülebilir. Nitekim uygulamada da yerinin tespiti amacıyla mobil telefonun kullanılması, iletişimin tespitinin özel bir şekli olduğu için katalog suç sınırlamasına tabi olmadığı kabul edilmektedir (Yargıtay 13. Ceza Dairesi, 31.10.2012 tarihli ve 2011/19838 E., 2012/22352 K. sayılı kararı).
I)- İletişimin Tespiti
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Yönetmeliği m.4/f uyarınca “İletişimin tespiti; iletişimin içeriğine müdahale etmeden iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri ifade eder.” Yani iletişimin tespiti, belli bir telefon numarasından kimlerin ne zaman arandığı, konuşmanın ne kadar süreyle yapıldığı, bir elektronik postanın gönderici veya alıcının internet adresi, bağlantının zamanı ile bağlantı için kullanılan sistem ve bağlantı yollarının belirlenmesi gibi hususların tespitine yönelik olmaktadır.
Telefon görüşmeleri, içerik bilgisi ve faturalandırma bilgisi olmak üzere iki esastan oluşur. İçerik bilgisi, iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması işleminin konusunu oluşturmaktadır. Faturalandırma bilgisi ise sunulan iletişim hizmeti karşılığında alınacak ücrete temel teşkil edecek bilgilerdir. Söz konusu bilgilerin herhangi bir işleme tabi tutulmadan kayıt altına alınarak korunması ve ilgililere aktarılması iletişimin tespiti tedbiridir.
CMK iletişimin tespiti tedbirini m.135/6’da düzenlemiştir: “Şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespiti, soruşturma aşamasında hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında mahkeme kararına istinaden yapılır. Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu ve tedbirin süresi belirtilir.”
İletişimin tespiti, uygulamada HTS (Historical Traffic Search), geçmişe yönelik olarak bilgi trafiğinin araştırılması olarak ifade edilmekte ve iletişim aracına ait geçmişe yönelik kayıtların bilgilerini içermektedir.
II)- İletişimin Dinlenmesi ve Kayda Alınması
İletişimin dinlenmesi, telli veya telsiz bir telefonla ya da internet üzerinden yapılan konuşmaların, yetkilendirilmiş üçüncü bir kişi tarafından gizlice dinlenmesidir. İletişimin dinlenmesi ceza muhakemesi bakımından tek başına ifade etmez. Dinleme sonucu öğrenilen bilgilerin delil değeri taşıyabilmesi için iletişimin kayda alınması zorunludur. Zira iletişimi dinleme ile yetkilendirilmiş kişinin, işittiklerini hatırlaması ve hemen tutanağa geçirmesi zordur. Ayrı zamanda dinlenen kişinin söylediklerinin eksiksiz tespiti bakımından kayıt yapılması faydası göz ardı edilemez. Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Yönetmeliği m.4/e’ye göre de “İletişimin dinlenmesi ve kayda alınması; telekomünikasyon yoluyla gerçekleştirilmekte olan konuşmalar ile diğer her türlü iletişimin uygun teknik araçlarla dinlenmesi ve kayda alınmasına yönelik işlemleri ifade eder.”
İletişimin dinlenmesi, telli – telsiz telefonla ya da internet üzerinden yapılan konuşmalar açısından geçerli iken iletişimin kayda alınması ise telli – telsiz telefonla ya da internet üzerinden yapılan konuşmalardaki ses veya görüntüler açısından söz konusu olmakla birlikte elektronik posta yoluyla yapılan iletişimin içeriği hakkında da uygulanabilmektedir.
Telefon görüşmeleri, içerik bilgisi ve faturalandırma bilgisi olmak üzere iki esastan oluşur. İçerik bilgisi, iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması işleminin konusunu oluşturmaktadır.
III)- Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Yönetmeliği m.4/h uyarınca “Sinyal bilgisi; bir şebekede haberleşmenin iletimi veya faturalama amacıyla işlenen her türlü veriyi ifade eder.”
Faturalandırma bilgisi sunulan iletişim hizmeti karşılığında alınacak ücrete temel teşkil edecek bilgilerdir. GSM firmalarının ülke çapında kurmuş oldukları baz istasyonları belirli bir kapsama alanı oluşturmaktadır. İletişim hizmeti alabilmek için de bu kapsama alanında bulunmak gerekir. Kapsama alanı içinde olan telefonlar baz istasyonlarıyla sinyal alışverişi yaparak haberleşmektedirler. Bu sinyal bilgileri kişinin telefon numarasını, telefonun seri numarasını, aranan kişilerle ilgili bilgileri, görüşmenin olduğu yer bilgisini içermektedir. Söz konusu bilgilerin herhangi bir işleme tabi tutulmadan kayıt altına alınarak korunması ve ilgililere aktarılması iletişimin tespiti tedbiridir. Bu bilgilerin bir sanal havuza alınıp ikinci bir işlemden geçirilmesinden sonra farklı bir amaç için değerlendirilmesi ise sinyal bilgilerinin değerlendirilmesidir.
Yani sinyallerin oluşturduğu bilgiler, firmalar tarafından muhafaza edilip fatura bilgisine çevrilmektedir. Müşterilerin bilgisi olmaksızın firma çalışanlarınca dahi bu bilgiler görülebilir. İşlem gerçekleşince oluşan fatura bilgilerine, yargıç veya Cumhuriyet savcısı kararıyla erişen kolluk, bir program aracılığıyla, şüpheli veya sanığı tespit edebilmektedir. Kişiler arasındaki bu iletişim trafiği, görüşmenin içeriğine başvurulmaksızın izlendiğinden haberleşme içeriğinde müdahale söz konusu olmamaktadır.
İletişimin Denetlenmesinin Şartları
CMK m.135/1 uyarınca “Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir.” Hükümden de anlaşılacağı üzere telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbirleri için aranan şartlar; kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka suretle delil elde etme imkanının bulunmamasıdır.
I)- Kuvvetli Şüphe Sebeplerinin Bulunması
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi kapsamında uygulanabilecek tedbirlerden iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi açısından aranan kuvvetli şüphe sebepleri, katalogda yer alan suçların işlendiği hususunda olmalıdır. Bir diğer tedbir iletişimin tespiti açısından ise, bu tedbire başvurmayı gerektiren herhangi bir suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin var olması yeterli olacaktır. CMK m.135/8’de dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümlerin ancak belirli suçlarla ilgili olarak uygulanabileceği ve bu suçlar yani katalog suçlar belirtilmiştir.
Telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi haberleşme özgürlüğüne, özel hayatın dokunulmazlığına ağır bir müdahale doğurduğundan, Kanun’da “kuvvetli şüphe” ifadesi ile basit bir şüphe yeterli görülmemiş, şüphenin nitelikli bir yoğunluğa ulaşmış olması kabul edilmiştir. Yoğun bir şüphe derecesinin aranması, katalogda yer alan suçlarda dahi her zaman bu tedbire kolaylıkla başvurulmasını engelleyici bir önlemdir.
II)- Başka Suretle Delil Elde Etme İmkanının Bulunmaması
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbirleri dışında başka yollarla delil elde etme imkânı söz konusu ise bu tedbirlere başvurulmaması gerekmektedir. Zira ölçülülük ilkesi gereğince de ceza muhakemesinin gereği gibi yapılabilmesi için birden fazla tedbirin uygulanma imkânı varsa, öncelikle temel hak ve özgürlüklere en az müdahale oluşturan tedbir tercih edilmelidir. Özetle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, diğer delil elde etme yöntemlerine göre ikincil nitelikte olan bir koruma tedbiridir. Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi kapsamında uygulanabilecek tedbirler, son çare olma ilkesine (ultima ratio) haizlerdir.
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Yönetmeliği m.4/c uyarınca “Başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması hâli; soruşturma veya kovuşturma sırasında diğer tedbirlere başvurulmuş olsa bile sonuç alınamayacağı hususunda bir beklentinin varlığı veya başka yöntemlerden biri veya birkaçının uygulanmasına rağmen delil elde edilememesi ve delillere ancak bu Yönetmelikte düzenlenen tedbirlerle ulaşılabilecek olmasını ifade eder.”
İletişimin Denetlenmesinin Kapsamı
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbirlerinin türüne göre kapsam farklılık göstermektedir. Kanun koyucu, iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi bakımından aynı esasları benimsemiş olup suçların sınırlandırılması yöntemini tercih etmiştir. Bununla birlikte, iletişimin tespiti ile onun özel bir uygulama biçimi olan mobil telefonun yerinin belirlenmesi tedbirlerinin uygulanması bakımından katalog olarak sayılan suçlar bakımından sınırlama söz konusu değildir, tüm suçlar için bu tedbirlere karar verilebilir. CMK m.135/8 uyarınca “Bu madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir: a-) Türk Ceza Kanunu’nda yer alan;
1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (m.79,80) ile organ veya doku ticareti (m.91)
2. Kasten öldürme (m. 81, 82, 83),
3. İşkence (madde 94, 95),
4. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, m. 102),
5. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
6. Nitelikli hırsızlık (m. 142) ve yağma (148, 149) ile nitelikli dolandırıcılık (m.158)
7. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
8. Parada sahtecilik (madde 197)
9. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (m.220/3),
10. Fuhuş (madde 227),
11. İhaleye fesat karıştırma (madde 235),
12. Tefecilik (madde 241),
13. Rüşvet (madde 252),
14. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282),
15.Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302)
16. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (m. 309, 311 – 316),
17. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (m. 328-337) suçları.
b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
c) Bankalar Kanunu m.22/3 ve 4’te tanımlanan zimmet suçu.
d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
(e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu m. 68 ve 74’te tanımlanan suçlar”
İletişimin Denetlenmesi Kararı
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi ile ilgili işlemlerin bir karara dayanması gerekmektedir. Kural olarak iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi yargıç kararı ile mümkündür (m.135/1,5). CMK m.135/6’ya göre ise iletişimin tespitine soruşturma aşamasında yargıç (sulh ceza hâkimi), kovuşturma aşamasında mahkeme karar verecektir.
Soru: Savcılık hangi durumlarda telefon dinler, iletişimin denetlenmesine karar verir?
Cevap: Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbirinin bütün türlerine gecikmesinde sakınca varsa Cumhuriyet savcısı karar vermeye yetkili olmaktadır (m.135/1,5,6). Ancak tedbirin geçerliliği, Cumhuriyet savcısının kararını derhâl hâkimin onayına sunmasına ve hâkimin, en geç yirmi dört saat içinde olumlu karar vermesine bağlıdır. Aksi halde C. savcısı tedbiri derhal kaldırır veya iletişimin tespitine ilişkin kayıtlar derhal imha edilir (CMK m.135/1,6; m.137/3).
İletişimin denetlenmesi kararı ve yapılan işlemler, tedbir süresince gizli tutulur (m.135/7).
İletişimi denetlenmesi kararı ayrıntılı olmalıdır. CMK m.135/4 1.cümle uyarınca “Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir.
Soru: Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Kararını Kim İcra Etmektedir?
Cevap: Karar, C. savcısı veya görevlendireceği adli kolluk görevlileri tarafından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Başkanlığına iletilir. Telekomünikasyon hizmeti veren işletmeciler ile Başkanlık çalışanları bağlantı kurar. Böylece karar, ilgili kurum görevlileri ve başkanlık çalışanları aracılığıyla teknik uzmanının gözetiminde icra edilir.
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Süresi
“Tedbir kararı en çok iki ay için verilebilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.” (CMK m.135/4).
Soru: İletişim tespit süresi ne kadar?
Cevap: İletişimin tespiti ve mobil telefonun yerini tespit işlemi en çok iki ay için yapılabilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir. Burada örgüt gerekçesiyle uzatma kabul edilmemektedir. İletişim tespit süresi ne kadar sorusunun cevabı, en fazla olabileceği üç aydır.
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Tedbirleri Kimlere Uygulanır?
Telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi kapsamında uygulanabilecek tedbirler sadece şüpheli veya sanık için mümkündür. İletişim aracının şüpheli veya sanık adına kayıtlı olması şart değildir, fiilen kullandıkları tüm iletişim araçları denetlenebilir.
Şüpheli veya sanık dışındaki kişilerin de dolaylı olarak iletişimi denetlenebilmektedir. Zira şüpheli veya sanık üçüncü kişilerle de iletişim kurmaktadır. CMK m.135/3 uyarınca “Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir.” Bu hükümle de şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişiler dışındaki üçüncü kişilerle iletişiminin denetlenebileceği kabul edilmiştir. Tanıklıktan çekinebilecek kişilerle iletişiminde de kayda alma dışındaki tedbirlerin uygulanması mümkündür.
İletişimi denetlenebilecek olan kişilerin ancak şüpheli veya sanık olması kuralının tek istisnası, mobil telefonunun yerini tespit işlemidir. Bu işlemin amacı şüpheli veya sanığı yakalayabilmektir. Üçüncü kişilere ait mobil telefonu izlemeye almak da ancak bu amaçla olmalıdır.
CMK m.136/1 gereğince şüpheli veya sanığa yüklenen suç dolayısıyla müdafiin bürosu, konutu ve yerleşim yerindeki telekomünikasyon araçları hakkında, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi CMK m.135 hükmü uygulanmaz.
İletişim İçeriklerinin Yok Edilmesi
CMK m.137/3 telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbirine son verilecek iki hali düzenlemiştir:
- Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi halinde,
- Cumhuriyet savcısı tarafından verilen iletişimin denetlenmesi tedbirine yargıç onayının alınamaması halinde; iletişimin denetlenmesi tedbirine son verilip kaydedilmiş iletişim içerikleri yok edilecektir.
Bu iki durumda, Cumhuriyet savcısı tedbirin uygulanmasına derhal son verecektir. İletişimin denetlenmesi kararı verilmesi için mutlaka hâkim kararı veya onayı aranırken, kişi hak ve özgürlükleri bakımından tedbire son verilmesi, iletişimi denetlenen şahıs için lehe bir durum olduğundan tedbire son verme yetkisi Cumhuriyet savcısına verilmiştir.
Tesadüfen Elde Edilen Deliller
CMK m.138/2 uyarınca “Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci maddenin sekizinci fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.” Bu hüküm, iletişimin denetlenmesinde ‘yargıç kararı aranması’ şartının bir istisnasıdır. Zira hakkında karar bulunmayan kişinin ilk kez dinlenmiş olması halinde, bu delilin ceza muhakemesinde kullanılabilmesi mümkün olacaktır. Bu dinleme üzerine kişi hakkında soruşturma başlatılabilmesi de mümkündür.
Katalog dışı suçlara ilişkin tesadüfen elde edilen bilgilerin ise ceza muhakemesinde delil olarak kullanılabilmesi mümkün olmamakla birlikte bu bilgilerle katalog dışı suç için soruşturma açılıp açılamayacağı öğretide tartışmalıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 13.06.2006 T., 2006/122 E., 2006/162 K.
“Ancak, telefon dinlemesi sırasında tesadüfen elde edilen kanıtların dikkate alınabilmesi için, söz konusu suçun da 135. maddede sayılan katalog suçlardan birisine uygun olması gerekmektedir. Bu halde, durum derhal C. savcısına bildirilerek bu kanıtın değerlendirilmesi söz konusu olabilecek ve yasa dışı elde edilmiş kanıt olarak değerlendirilmeyecektir.”
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 25.06.2009 T., 2009/22575 E., 2009/31143 K.
5271 sayılı CMK’nın 135. maddesi uyarınca “bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı’nın kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla “iletişimi tespit edilebilir, dinlenilebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir”. CMK m.135/8’de ise, “bu madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümlerin” katalog suçlarıyla ilgili olarak uygulanabileceği öngörülmüştür.
Görülüyor ki, CMK iletişimin tespiti işlemine tüm suçlar bakımından başvurulabilirken, “dinleme, kayda alma ve sinyal bilgileri” için yalnızca katalog suçlan bakımından başvurulabilecektir.
Somut olaydaki soruşturma konusu suç “konut dokunulmazlığını bozma” suçu olup, katalog suçlarından bulunmamaktadır. Buna karşın CMK’da öngörülen “iletişimin tespiti” önlemine, konut dokunulmazlığını bozma suçundan dolayı da yasal olarak başvurulabilir.
Bu nedenle, itiraz makamı olan Elâzığ İkinci Asliye Ceza Mahkemesi’nin soruşturma konusu suç “katalog suçlarından” olmadığı için Sulh Ceza Mahkemesinin ret kararının yerinde olduğuna ilişkin gerekçe yasal bulunmamaktadır. Ancak; somut olayda yakınan, evine girerek cep telefonunu evde unutan ve evin içini karıştırmış olan şüpheli ya da şüphelilerin belirlenerek, konut dokunulmazlığını bozma suçundan cezalandırılmaları istemiyle şikâyette bulunmuştur.
Cumhuriyet Başsavcılığınca konut dokunulmazlığını ihlal suçu ile ilgili olarak yapılan soruşturmada; yakınanın evinde bulduğunu iddia ettiği telefonun konut dokunulmazlığını bozma suçunu işleyen şüpheliye ait olabileceği düşüncesiyle, telefonu ve kartın sahibini belirlemek amacıyla Sulh Ceza Mahkemesinden bu telefonla yapılan son üç aylık görüşmelerin HTS raporlarının tespitini istemiştir.
Soruşturma konusu konut dokunulmazlığını bozma suçunu kimin işlediğinin belirlenmesi için, yakınanın evinde bulduğunu ileri sürdüğü ve eve giren kişiye ait olduğunu iddia ettiği cep telefonu ve sim kartının; abone adı, kimlik bilgileri, telefon numarası ve sim kart bilgilerinin işletmeci kurumlardan istenmesi için CMK’da yazılı bulunan iletişimin tespiti kararına gereksinim bulunmamaktadır. Söz konusu bu bilgilerin, Cumhuriyet Savcısı’nın CMK’nın 160 ve 161. maddelerinde düzenlenen genel soruşturma yetkisi kapsamında, yargıç kararı olmadan, ilgili kurumdan istenmesi mümkündür.
İlgili kurumdan gelecek bilgilerin değerlendirilmesi sonucunda ise, soruşturma konusu konut dokunulmazlığını bozma suçunun hangi şüpheli ya da şüphelilerce işlendiğinin belirlenmesi olanağı bulunmaktadır.
Kaynakça
Ceza Muhakemesi Hukuku – Cumhur Şahin – Seçkin Yayınları, Ankara 2021
Ceza Muhakemesinde Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi – Seydi Kaymaz – Seçkin, 2015
Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik → Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Yönetmeliği
Yargıtay İçtihatları
Beğenmeniz beni mutlu etti. Teşekkür ederim.
İlginize ve güzel sözlerinize teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.
Rica ederim, yararlı olduysa ne mutlu bana
Açıklama çok güzel olmuş ellerine saglik
Çok faydalı bir yazı olmuş çok beğendim detaylı ve mükemmel bir anlatım. Başarılarının devamını dilerim.
Çok gūzel yazmış ve bu konuda insanlrarı çok bilgilendirmiş ellerine sağlık başka konulardada yazılarını bekleri
En ince ayrıntısına kadar yer verilmiş yani çok beğendim yani bu demek oluyor ki içinde büyük bir emek var çok faydalı bir yazı olmuş bunun için çok teşekkür ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum.
CMUK vizeden önce okusam +20 puan alacağım metin… neyse büte çalışırken tekrar okurum… gerçekten faydalı ve açıklayıcı bütüncül yaklaşımla yazılmış hem bir ders kitabı hem bir makale niteliğinde metin. yazar arkadaşa teşekkür ederim.
Çok güzel yazmış başka yazılarını da bekliyoruz
Çok bilgilendirici ve emek verilmiş bir yazı, ellerinize sağlık.
daha detayli sekilde farkli bi yerde aciklamasini bulabilir miydim, sanmam. arkadasimizin eline saglik, bu gibi detayli arastirma yapan arkadaslarimiza ihtiyacimiz oldugunu aslinda net bi sekilde gormus de oluyoruz bu sekilde. daha farkli konularda yazilarinin devamini bekliyoruz?
Bilgilendirici bir yazı oldu benim için teşekkürler.
Çok faydalı bir yazı olmuş emeğinize sağlık. Teşekkürler.
Çok güzel bir yazı olmuş , emeğinize sağlık.
Akademik çalışma niteliğindeki bu yazınız sayesinde ilgili konuda adıma yapılan işlemleri yasal düzlemde değerlendirme imkanı buldum teşekkürler….