Ceza Hukukunda Suça İştirak Ne Demek?
Suça iştirak, suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren her bir kimsenin fail olarak sorumlu tutulduğu bir hukuki kurumdur. Suça iştirak, Türk Ceza Kanunumuzun dördüncü bölümünde düzenlenmektedir. Suçlar ekseriya tek kişi tarafından işlenebilse de birden fazla kişinin aralarında yaptıkları anlaşma üzerine suç birden fazla kişi tarafından işlenebilir. Bu tür suçlara iştirak halinde işlenen suçlar denilmektedir. Suçun özel görünüş biçimlerinden biri olan suça iştirak oldukça eski bir hukuki kurum olmakla birlikte giderek de yaygınlaşmaktadır. Kanunun birden fazla kişinin suç teşkil eden bir fiilin icrasına katılmaları ahvalinde suç ortaklarının sorumluluk statülerinin ne olacağını düzenlediğini görmekteyiz.
İştirakin hukuki esasına bakıldığında doktrinde iştirak halinde işlenen fiillerde faillerin tek bir suçun şeriklerimi yoksa ayrı ayrı suçun faili mi oldukları tartışılan bir husustur. Bu noktada suç birliği ve suç ayrılığı teorilerinden söz etmekte fayda vardır. Suç ayrılığı teorisine nazaran daha fazla benimsenen suç birliği teorisine göre iştirak halinde işlenen suçun bölünemez bir bütün olduğu, ortada tek bir suçun var olduğu savunulmaktadır. Suç ayrılığı teorisi ise bu görüşe karşı çıkmış ve fail sayısı kadar suçun varlığı kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Bu sistemde faillerin asli ve fer’i olarak ayrılmadığını görürüz. Dolayısıyla ağırlaştırıcı ve hafifleştirici sebeplerin de faillerin arasında birbirine sirayet etmeyeceği kabul edilir.
Suça iştirak hükümleri mevzuatta yer alan suç tanımlarını genişletici bir özellik taşımaktadır. Normalde kanundaki suç tipleri tek bir kişinin suçu işlemesi hallerini düzenlemektedir. Fakat iştirak hükümlerinin suçu meydana getiren asıl kurala ikincil nitelikli ve tamamlayıcı özellikte olduğu görmekteyiz. Suçu meydana getiren asıl kuralın ne derece genişletileceği mahkemelerce bir bütün olan olayın incelenmekte ve kişilerin sorumlulukları da kanunda öngörülen şekilde tespit edilmektedir.
Suça İştirak Şekilleri
Ceza kanununa bakıldığında suça iştirak faillik ve şeriklik olarak ikiye ayrılmaktadır. TCK’nın 37. Maddesinin birinci fıkrası uyarınca fail suçun gerçekleşmesi bakımından doğrudan etkisi bulunan kişi anlamına gelmektedir. Suça iştirak eden fakat suçun kanuni tanımında yasaklanan haksızlığı yapmayan diğer suç ortakları şerik olarak sınıflandırılmaktadır. Her olayda fail ve şerikleri ayırt etmek kolay olmayabilir. Bu konu hakkında şekli objektif teori, maddi objektif teori, sübjektif teori, fiili hakimiyet teorisi olmak üzere çeşitli teoriler öne sürülmüştür. Şekli objektif teoriye göre suçun kanuni tanımındaki fiili tamamen veya kısmen icra eden kişiler fail, tipikliğin gerçekleşmesini sağlayan kişiler ise şeriktir. Maddi objektif teoriye göre suçun işlenmesine yapılan katkı objektif bir değerlendirilmeye tabi tutulmakta olup kişi yaptığı katkının yoğunluğuna göre kişi fail yahut şerik olarak kabul edilmektedir. Sübjektif teoride ise irade ön plandadır. Faillik iradesi ile hareket eden fail şeriklik iradesi ile hareket eden kişi şeriktir. Fiili hakimiyet teorisinde ise fiil üzerinde hakimiyet kurulup kurulmadığı değerlendirilmektedir. Madde gerekçesi de göz önüne alındığında bu teorilerde fiili hakimiyet teorisi benimsenmiştir. Gerekçede eski TCK’daki “asli iştirak”, “fer’î iştirak” ayırımının adil ve eşit olmayan bir cezalandırmayı doğuracağı ve uygulamada zorluk ve duraksamalara neden olması sebebiyle, bu ayrımı esas alan düzenleme tasarıdan çıkartıldığı belirtilmiştir. “Yeni yapılan düzenlemeyle, iştirak şekilleri, fiilin işlenişi üzerinde kurulan hâkimiyet ölçü alınarak belirlenecektir.” denilerek de fiili hakimiyet teorisinin benimsendiği görülmektedir.
Suça İştirak Şekilleri: Faillik
Suça iştirak şekilleri faillik, azmettirme ve yardım etme olarak sınıflandırılabilir. Faillik fiili hakimiyet konusu göz önüne alındığında müstakil faillik, müşterek faillik ve dolaylı faillik olarak karşımıza çıkabilmektedir. Yasaklanan eylemi tek başına icra eden kişi “müstakil fail” olarak adlandırılmaktadır. Müstakil faillik karşımıza aralarında suç işleme kararı olmayan kişilerin aynı konu üzerinde aynı zamanda aksiyon almasıyla da çıkabilmektedir. Dikkat edilmelidir ki bu durumda müşterek faillik değil müstakil faillik oluşmaktadır. Peki müşterek faillik nedir? Kanuni tanımdaki eylemin birden fazla kişiyle birlikte meydana getirilmesiyle müşterek faillikten söz ederiz. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere müşterek faillikte fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı fail olarak nitelendirilmektedir. Ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığı tesis edilirken suç ortaklarının suçun icrasındaki rollerinin ve katkılarının taşıdığı önem değerlendirilmektedir. Müşterek faillikten söz edebilmek için birlikte suç işleme kararının varlığından da söz etmemiz gerekmektedir.
Özgü suçlar açısından değerlendirme yapıldığında özgü suçlarda suça iştirak mümkün mü sorusunu cevaplamamız gerekirse müşterek faillik durumunda Tck m. 40’da bu husus düzenlenmiştir. Bilindiği üzere özgü suçlar belirli kişiler tarafından işlenebilmektedir. Bir başka söyleyişle failin özel faillik vasfını haiz olması gerekmektedir. TCK m.40’da bu paralelde bir düzenleme yapmış olup maddenin 2. Fıkrası uyarınca özgü suça iştirak eden kişiler azmettiren yahut yardım eden olarak sorumlu tutulmaktadır.
Bir diğer faillik türü olan dolaylı faillik suçun bir başka kişi vasıtasıyla işlenmesi durumunda söz konusu olmaktadır. Suç işletilen kişi araç olarak kullanılmaktadır. TCK m.37/2’de düzenlendiği üzere suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Dolaylı faillikte kişinin iradesi üzerinde bir hakimiyet kurulmaktadır. Bu hakimiyet zorlama yoluyla, kusur yeteneğine sahip olmayan bir kişi veya hata yapan bir kişiden faydalanmak suretiyle kurulabilmektedir.
Suça İştirak Şekilleri: Şeriklik (Azmettirme, Yardım Etme)
Yukarı da belirtildiği üzere suça iştirak eden fakat suçun kanuni tanımında yasaklanan haksızlığı yapmayan diğer suç ortakları şerik olarak sınıflandırılmaktadır. Şerik, failin gerçekleştirdiği haksız eyleme katkı sağlayarak korunan hukuki değere saldırıda bulunduğundan dolayı cezalandırılmaktadır. Şeriklik azmettirme ve yardım etme olarak ikiye ayrılmaktadır. TCK m.38’de düzenlenen azmettirme suç işleme düşünce ve kararı bulunmayan bir kimseyi bu kararı aldırtmak olarak tanımlanabilir. Azmettirilen kişi yasaklanan eylemi gerçekleştirmeye yönlendirilmektedir. Fakat burada dikkat edilmelidir ki dolaylı faillik ve azmettirme birbirinden kişinin hür iradesiyle hareket etmesi noktasında ayrılmaktadır. Azmettirmenin unsurları incelendiğinde görülür ki kişi belirli bir suça azmettirilmeli, fiilin esaslı unsurları ve ana hatlarıyla somutlaştırılması gerekmektedir. Yer ve zaman hususunun bir önemi bulunmamaktadır. Kişi zaten işleyeceği bir suça azmettirilemez. Madde 40’ın birinci fıkrasında görüldüğü üzere fiilin kasten işlenmiş olması ve hukuka aykırı olması gerekir. Bu noktada teşebbüs aşamasında kalmış bir fiil işlenmesi halinde azmettirenin belli oranda sorumlu tutulması gerektiği tartışılsa da TCK’da bu konuda bir hüküm bulunmadığından ve ceza hukukunda sıkı bir kanunilik ilkesi bulunduğundan azmettirenin cezalandırılamayacağından söz ederiz.
Şerikliğin diğer bir kolu olan yardım etmede fail suç oluşturan eylemi işlerken bir başkası tarafından maddi veya manevi olarak destek gördüğü takdirde bağlılık kuralı gereğince bu kişi de sorumlu tutulmaktadır. Yardım etme, kasten işlenmekte olan bir suça kasten destek olunmasıdır. Maddi yardım etmede suçun işlenilmesinde kullanılacak araçların temini söz konusu iken manevi yardım etmede azmettirmeye varmayan bir manevi katkı söz konusudur.
Suça İştirakte Bağlılık Kuralı
40. maddede düzenlenen bağlılık kuralı suça iştirak edenlerin bazılarında faillik için gerekli olan şartların bulunmaması hâlinde, bu kişilerin işlenen suçtan sorumluluğunu sağlamaktadır. Faillik ve suç ortaklığı esasına dayanan bağlılık kuralına göre fail olan kişi suç ortağı, suç ortağı olan kişi de fail olamamaktadır. Failin bulunmadığı bir suç ortaklığı meydana gelememektedir. Bu kural uyarınca suç ortaklarının fail tarafından işlenen suça katılmaları gerekmektedir ve suç ortaklarının sorumluluğu da failin işlediği kanuni tanımda belirtilen fiildir.
Bağlılık Kuralının Şartları
Bağlılık kuralının bazı şartları bulunmaktadır. İlk olarak kasten ve hukuka aykırı bir fiilin var olması gerekir. Kanuni tipe uygun bir fiilin var olmasının yanı sıra iştirak hükümlerinin uygulanabilmesi için fiilin kasten ve hukuka aykırı olması önem taşır. Şayet failin kasten hareket etmemesinden söz edilebilirse bağlılık kuralı gereğince suç ortaklarının suça iştirak nedeniyle sorumlu olması söz konusu olmaz. Diğer bir şart ise suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması zorunluluğudur. Fail tarafından işlenecek olan suç hazırlık aşamasında kalmışsa şeriklerin iştirakten dolayı cezalandırılması söz konusu olamaz. Bu kural niceliksel bağlılık kuralı olarak da adlandırılır.
Nitelikli Hallerin Suç Ortaklarına Sirayeti
Suça iştirak konusunda değinilmesi gereken bir nokta da suçun daha fazla veya daha az cezayı gerektiren hallerinin suç ortaklarına sirayeti konusudur. Bu konuda doktrinde bağlılık kuralıyla ilgili hükümlerin, nitelikli hallerin suç ortaklarına sirayeti konusunu kapsamadığı ve dolayısıyla TCK iştirak hükümlerinin yeterli bir şekilde düzenlenmediği yönünde görüşler mevcuttur. Burada bu görüşlere cevaben TCK’nın hataya ilişkin hükümleri gösterilmektedir. Bu maddeden hareketle şayet suça iştirak eden bir kişi nitelikli halin varlığından haberdar değilse bu hatasından yararlanır. Dolayısıyla ekstra bir düzenlemeye ihtiyaç olunmadığı bu hüküm ve bağlılık kuralına ilişkin hükümler bir arada değerlendirildiğinde sonuca varılacağına dair de görüşler bulunmaktadır. Katı bağlılık kuralı uyarınca şeriklerin sorumluluğu faile göre belirlenmesi söz konusudur fakat bu durum bazı açılardan doktrinde eleştirilmektedir. Bir örnek üzerinden incelemek gerekirse eşini öldürtmek isteyen bir kişi bir kimseyi azmettirdiğinde kasten öldürmenin nitelikli halinden değil de basit halinden cezalandırılacaktır. Bu bakımdan nitelikli hallerin sirayetinde katı bağlılık kuralının uygulanması bu durum gibi sonuçlara yol açabilmektedir.
İştirak Halinde İşlenen Suçlarda Gönüllü Vazgeçme
TCK iştirak ile ilgili hükümler arasında 41. maddede iştirak halinde işlenen suç sonrasında gönüllü vazgeçilme hali düzenlenmiştir. Sadece gönüllü olarak vazgeçen suç ortağı bu kurumdan faydalanabilir. 41. Maddenin 2. Fıkrası suç ortağının bu kurumdan yararlanabilmesi için gayretini aramıştır. İştirak hususunda belirtilmesi gereken bir konu da gönüllü vazgeçenin sadece kendi yaptığı katkıyı kaldırması yeterli olmayıp, şerik iştirak halinde işlenen suçu önlemeye yönelmelidir. Gönüllü vazgeçmenin uygulanabilmesi için teşebbüs aşamasına gelinmiş olunması gerekmektedir. Suç ortağının yaptığı katkının kasti yapılmış olması gerekmektedir aksi takdirde cezalandırılabilir bir katılma olmayacağından gönüllü vazgeçmeden de bahsedilemez. Gönüllü vazgeçme hükümlerinden sadece gönüllü vazgeçen suç ortağı faydalanır zira gönüllü vazgeçme kişisel cezasızlık halidir.
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Suçlarda İştirak
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlar failin neticeyi istemediği fakat gerçekleştirdiği eylemin daha ağır veya başka bir neticeye sebep olmasıyla ortaya çıkan suçlardır. Bu suçlara birden fazla kişinin katılması söz konusu olabilir. TCK m.23 neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçları düzenlemektedir ve buradan hareketle kastedilenden daha ağır bir neticeye sebebiyet verilmesi söz konusu olduğunda kişinin en az taksir derecesinde hareket edip etmediği değerlendirilmelidir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suça katılan kişilerin sorumlulukları ayrı ayrı değerlendirilerek sonuca varılması gerekmektedir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçun ilk basamağını oluşturan kasıtlı suç bakımında bağlılık kuralının şartlarının ve şerikliğin türüne ilişkin özel şartların meydana gelmesi gerekir. Sonrasında ise ağır veya başka netice bakımından şeriklerin durumu neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçun özellikleri de dikkate alınarak değerlendirilecektir. Altı çizilmelidir ki ağır veya başka netice bakımından failin taksirinin bulunmaması, şeriklerin bu neticeden dolayı sorumluluklarını etkilemeyecektir.
Suça İştirak Cezası
Suça iştirak cezasının ne olacağı konusu iştirakçilerin cezalarının belirlenmesinde iştirakçilerden her birinin hangi ölçülere göre cezalandırılacağını tespit ederken çeşitli kıstasların bulunduğunu gözlemleriz. Ülkeler de ceza politikalarına göre bu sistemlerden birini benimseyebilirler. Bu sistemleri “Eşitlik sistemi”, İkilik sistemi”, “Cezanın faile göre tespiti sistemi” olmak üzere üçe ayırabiliriz. Türkiye’de suça iştirak cezası belirlenirken ikilik sistemi kullanılır. İkilik sisteminde eşitlik sisteminde olduğu gibi bütün iştirakçilerin eşit ceza alması değil de asli ve fer’i ayrımı yapılır. Cezanın faile göre tespiti sisteminde ise suça katılan her bir iştirakçinin kusurluluk durumu, tehlikeliliği gibi durumlar dikkate alınmaktadır. İkilik sistemine göre suça iştirak eden her kişinin aynı cezayı alması hakkaniyete uygun bir durum değildir. Yukarıda da belirtildiği gibi TCK’da ikilik sitemi kabul edilmiştir. Şeriklik, azmettiren ve yardım eden olmak üzere iki başlık altında incelenmektedir. Azmettiren kişi suçun cezası ile cezalandırılırken, yardım eden sıfatını haiz kişiler daha az ceza alır.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 24.03.2014 T., 2014/2920 E., 2014/3290 K.
“TCK’nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili görevlilerin, “d” bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan, bu sebeple dolaylı failliğe elverişli bulunmayan ve TCK’nın 235/2-a maddesi uyarınca ihale sürecinde görevli kişiler tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçunun ihaleye teklif veren sanık tarafından işlenemeyeceği, bu suçun faili olamayacağı, suça konu sahte teminat mektuplarının ihale evraklarının içinde verilmesi eylemiyle ilgili olarak hakkında sahtecilik suçundan dava açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda atılı suçtan mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği gözetildiğinde unsurları oluşmayan atılı ihaleye fesat karıştırma suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği halde yanılgılı değerlendirmeyle mahkumiyet hükmü tesisi, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 19.12.1994 T., 1994/1-320 E., 1994/347 K.
“İştirakin kabulü için failde, suça iştirak iradesi olmalıdır. Yani suça katılanlar önceden, belli bir suçu işleme konusunda aralarında anlaşmalı, irade birliğine varmalıdırlar. Kararlaştırılan bir suç işlenirken, faillerden birisinin diğerlerinden habersiz bir başka suçu daha işlenmesi halinde ise önceden anlaşma olmadığı için, ikinci failin icrasına yardım etmeyen diğer failler, bu suçtan sorumlu tutulmazlar.”
Kaynakça
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri
M. Emin Artuk, Ahmet Gökçen, A. Caner Yenidünya; Ceza Hukuku Genel Hükümler, 3. Baskı, Turhan Kitapevi, Ankara,2007
Bilgehan Savaşçı Temiz, İştirak Hükümleri̇ Açısından Bağlılık Kuralı, dergipark
İnan Toptimur, Suça İştirak, Yüksek Lisans Tezi, Çankaya Üniversitesi,2019
Yargıtay İçtihatları
Teşekkür ediyorum.
Teşekkürler.
Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim.
Teşekkürler.
İştirak konusu olabildiğince sade ve anlaşılır anlatılmaya çalışılmış bağlılık kuralı başta olmak üzere önemli noktalara da yerinde olarak değinilmiş, elinize sağlık
Yazınızı çok beğendim, elinize sağlık
Elinize sağlık çok faydalı bir içerik olmuş ?
Faydalı bir yazı emeğiniz için teşekkürler
Teşekkür ederim.
Beğenmenize sevindim. Teşekkür ederim.
Keyifli bir yazı olmuş. Elinize sağlık.
Emeğinize sağlık
Bilgilendirici, güzel bir yazı olmuş, emeklerinize sağlık.
Beğenmenize sevindim. Teşekkürler.
Güzel bir çalışma olmuş emeğinize sağlık.